3 Eylül 2011 tarihinde basladıgımız, gezimize Mainz de kücük bir otelde kalarak devam ettik.Mainz kücük ama cok sirin bir yer.Burada da gezilebilecek yerler var biz kısıtlı vaktimizi Heidelbergde degerlendirmek istedigimiz icin buraya birkac saat ayırmakla yetindik.
   Yaklasık 95 km lık yolculuktan sonra Heidelberge ulastık,burası Almanyanın en romantık kenti olarak biliniyor son derece kücük bir sehircik:)Neckar nehrinin her iki yanına  kurulan sehir, tarihi   Carl Theodor köprüsü ile birbirine baglanıyor.Roma imparatorlugundan bile eserleri görmenin mümkün oldugu bu şehrin asıl özelligi ikinci dünya savasında zarar görmeyen nadir yerlerden biri olması.

  Ben bu şehre bayıldım tam tepeden bütün şehri süzen bir şato var manzara muhteşem.Çocuklu aileler bu şatonun ancak yarısına kadar cıkabiliyor,tehlike ve basınc farkından dolayı belli bir noktadan sonra yukarıya cıkamıyorsunuz ama o yükseklikten sehri ve şatoyu izlemek bile cok etkileyici.Şatoya cıkıs 'cable car' adı verilen yerden giden telefirige benzer bir sistemle saglanıyor.

 
  Yukarı cıktıgımız sistem,isin ilginc yanı bu raylar 1900 lü yılların basınada yapılmıs

15.yüzyıldan kalma yöresel müzik aletleriyle yapılan mini konseri cok begendim

        Aşagıya indiginiz zaman sizi tarihi sehir karsılıyor.

   Almanya ve özelliklede bu sehir beni cok şaşırttı.Pek cok dagın en yüksek noktalarının süsleyen birbirinden heybetli şatoları yol boyunca izlemek gercekten cok büyük bir zevk.

   Bu arada Cami ve helal yiyecek konusunda burdada hic sıkıntı yasamazsınız cünkü Gurbetcilerimiz buraya cok yakın bir camide kurmuslar.

Merhaba

   Birkac gunluk bos vaktimiz vardi ailece  bir gezi planladik,benim en cok gormek istedigim yerlerden biri Heildelberg idi bu arada tam bir fuar ve muze merkezi olan Almanyanin sanayi anlamindaki en onemli kentlerinden biri;finans ve kultur merkezi Frankfurt`a da gitmek istiyorduk.Kucuk hanim ve kucuk beyin istekleri dogrultusunda malesef muzelere ya da fuarlara ugrayamadik ama meraklisina duyrulur dunyanin en unlu fuarlari Frankfurtta duzenleniyor.
   Ilk duragimiz Main Tower.Kule 200 m yuksekliginde ve 1999 da insa edilmis

  Butun guzelligiyle main nehrini,imparatorlarin tac giydigi gotik kiliseyi dunyaca unlu pek cok bankanin yuksek binalarini(300 civarinda banka var) gorebiliyorsunuz.

Kuleden gezı planı yapmak cok mantıklı  boylece asagı yukarı mesafelerı onceden kestırebılıyorsunuz.

Frankfurtta gezılcek yerlerın birbirine yakın olması cok büyük bır avantaj,yürüyerek gayet bakımlı sokaklardan   gecerek unlu alısveris caddesi Zeil Straat'a dogru ilerliyoruz.Burada cok pahalı ve cok uygun fiyatlı magazaları yanyana görebılırsınız ,benim bu el yapımı oyuncakların bulundugu magaza cok hosuma gıtti :))

Bu caddelerde ufak atıştırmalıklar bulabileceginiz kafelerde mevcut isin ilginc yanı Köln sehrinde oldugu  gibi bu şehirdede Türk mahallesi merkeze cok yakın yeme icme ihtiyacınızı Türkiyedekini aratmıyacak kalitedeki kebapcılarda da karsılayabiliyorsunuz.Yemek molasının ardından tarihi sırasıyla Goethe'nın evi,tarihi Dom Katedrali ve Main Nehrini geziyoruz

   Goethe insanın  şeytan Mefistoles ile giristigi mücadeleyi anlatan ünlü eseri Faust'u burada kaleme almıs.Anlatılanlara göre,bizim ünlü şairimiz Ahmet Haşim de burayı gördügünde insaların Goethenin hatırasına gösterdigi saygıdan cok etkilenmis.
    Bizde nasıl  her yerde Merkez Cami varsa avrupadada hemen her sehirde Dom Katerdali var iste buda Frankfurttaki....

Main Nehrinin etrafını gezebilirsiniz üzerine kurulan köprülerden karsıya gecerken bir metropolit ve bir tarihi şehrin nasıl birbirlerinin hayat hakkına saygı duyarak birararada yaşayabilecegini görebilirsiniz

   Aşagıdaki tarihi binaların hemen yanındaki dondurmacıya ugramanızı tavsiye ederim