Floransadan ayrılıp arabayla yaklasık 3,5 saat süren yolculuktan sonra akşamüstü Venedik'e ulaşıyoruz.Venedikte konaklamak yerine buraya 10 dakika uzaklıkta sürekli otobüsle Venedige gelebileceginiz Mestre de kalıyoruz.'Etap Otel' otelimizin ismi,Romadakinin aksine burdaki otel son derece güzel.Şehir merkezine arabayla gidemiyorsunuz en iyi secenek otobüs.
    Venedik gercekten harika bir yer,kücücük bir su şehri.Venedikliler boşuna muhtesem donanmalar kurmamıs anlasılan:)) cünkü burda hayat suyun icinde.
     İlk önce feribotla büyük kanalı geziyoruz

   Ben Venedikte en cok akşamı sevdim,birbirinden şık ve rengaren kafeleri restoranları izleyerek feribot gezintisi gercekten cok güzel bir deneyim.
   Ertesi gün  daracık kanalların arasında yapılmıs yollardan gecerek  San Marco meydanına doğru yürüyoruz.

   Daha sonra Rialto Köprüsüne dogru yola cıkıyoruz.Baya yürümek zorunda kalıyoruz bir sürü köprü var ama hangisi bulmak baya zamanımızı alıyor.İlk  gördügümüz mahkumların öldürülmeden önceki son durakları olan 'Son Bakış Köprüsü'

   Daha sonra bazı sütunları Ayasofyadan kacırılarak getirilen Kiliseyi,'Senyörler Meydanı'nı  ve 'Dükler Sarayı'nı geziyoruz.

   Venedik  el yapımı cam işlemeleriyle cok ünlü ama el yakıyor benden söylemesi

 Rialto köprüsünün etrafında yemek yemek icin cok güzel yerler var.
   Venedigin en güzel yanı tarihi şehri yürüyerek gezebilmeniz cıvıl cıvıl sokaklarda gezerken kendinizi yüzlerce yıl öncesinde hissediyorsunuz ama gercekten gezilmeye görülmeye deger, cok etkileyici atmosferi olan bir şehir. Bu arada 2 tane hava alanı var aman  karıştırmayın:))

   Romadan sonra  Floransaya gitmeyi planlamıştık ama bizim gibi düşünenler icin bir kac uyarım var man dikkate alın:)
   Araba kiralamayı düşünüyosanız mutlaka önceden internetten rezervasyon  yaptırın cünkü orada araba bulamıyorsunuz bulsanız bile yaklasık iki katı ödeme yapmak zorunda kalıyorsunuz.Hızlı trenle gitmek isterseniz 2 kişiyaklasık 90 Euro ödemek zorundasınız bilginiz olsun.
   Romadan Floransaya gidişimiz en ilginc yolculuklarımdan biriydi cünkü hayatımda hic bu kadar cok tünel gecmemiştim. Sahil şeridini bozmamak icin yolları dagların arasından gecen tünellerle yapmıslar  ama bu kadar cok tüneli bu sıklıkla görebileceginiz başka bir yer yoktur sanırım.

   Şehre girer girmez sizi bu resmi bina karşılıyor
     Floransa Pinokyonun memleketi, sehre girer girmez  Avrupanın en büyük 4. klisesi olan Santa Maria Del Fiore Katedraliyle karşılasıyorsunuz buranın en önemli özelligi Kuran-ı Kerimde de adı gecen bazı peygamberlerin kıssalarının bulundugu Bronz Kapısı.

Buradan sonra ise Michalengelonun ünlü Davut heykelinin de bulunduğu 'Senyörler Meydanı'na gidiyoruz.Heykelin gercegi bir müzede ama bu kopya bile cok şaşırtıcı cünkü ayrıntıları o kadar belirginki sanatı takdirden kendinizi alamıyorsunuz.

 
Burda da Michalengelonun mükemmel işlemelerini görüyoruz

Antika ve kuyımcularıyla meşhur eski köprü (Ponte Vecchio)

Eeee Sanatın Başkenti Floransa diye boşuna dememişler

Dünyanın en kücük ülkesi olan Vatikana gitmeye karar verdik.İceri girmek icin gereken sırayı görmeliydiniz ama gözünüz korkmasın hemen bitiyor

60000 kişilik kapasitesi ile dünyanın en büyük Katolik ibadethanesi olan 'St Pietro Bazilikası'

Tavan işlemeleri rönasansın ünlü sanatcısı Michalengeloya ait

Bu bazilikanın altında ise papaların balmumu heykelleri ve mezarları var,fotograf yasak ama ben cektim:)

Vatikandan cıktıktan sonra Novana Meydanı ve Venedik Meydanını gezdik

Akşamüstü Panoramik bakış...

Romada helal yemek konusunda sıkıntı yaşamıyorsunuz cünkü heryerde pizzacılar ve makarnacılar var sebzeli pizza türleri özellikle biberli olanı harika.İşin enteresan yanı en salaş yerlerde yedigim pizzaların tadını en lüks restoranlarda alamıyorsunuz.Ayrıca Termini istasyonu civarında Arap ve Türklere ait Helal yemek yapan kücük lokantalar var unutmayın.Burda cami bulmanında cok zor oldugunu hatırlatayım bu da otelin merkezi olmasının önemini arttırıyor
    Bu arada iste size bir ulasim vasitasi:)))

İste dünyanın 7 harikasından biri Kolezyum...

Kolezyum müthis bir yapı son derece etkileyici ama Rehberin bize anlattıgı ayrıntılara bakılırsa tam bir dehşet evi,sadece insanları birbiriyle degil aslanlarla,yılanlarla ve daha aklınıza gelecek her türlü hayvanla dövüstürmüsler.Bir nevi antik tiyatro ama Roma ihtişamını kaybetmeye basladıgı dönemlerde biraz da halkın dikkatini başka yönlere cekmek icin yapılmıs.Bu gösterilr sırasında halka bedava yemek bile dagıtılıyormus

İste her sokak basında görebileceginiz bir gladyatör

Sonraki durağımız icine para atanın tekrar Romaya dönecegine inanaılan 'Aşk Çeşmesi'.Buraya gitmişken hemen yanındaki dondurmacıya ugramayı unutmayın cünkü böyle bir dondurayı başka yerde yiyemezsiniz

Aşk Çeşmesinin ardından M.Ö 27 yılında bir pagan tapınagı olarak yapılmıs sonrasında kiliseye cevrilmis 'Pantheon Tapınagı'

Ve tabi hemen bu tapınagın  yanında ayacıklarımı dinlendirirken gördügüm makarnacı

Burda biraz dinlendikten sonra yorgunluguma yenilmeden önce 'İspanyol Merdiveleri'ne gidiyoruz

  Evet herkese merhaba
Pek cok yer görmenin mümkün oldugu bir dünyada birimizin deneyimlerinin digerlerimize mihmandarlık, klavuzluk etmesi mümkün öyle degil mi?Eger cevabımız 'evet' ise neden bizde bir  şeyleri paylaşmıyalım?Böylece yazan kişi (ki bu ben oluyorum:)unutmaz,okuyan kişide bilgi sahibi olur.Bosuna dememişler 'çok gezen bilir'diye.
   Hadi rastgele diyerek başlıyorum....